31 Aralık 2016 Cumartesi

Mutlu yıllar!

Yıl olmuş 2017, hala "Müslüman yılbaşı kutlamaz" diye ortalıkta dolaşan cübbeli - sarıklı tipler var. Tecavüz edilen veya öldürülen kadınlara - çocuklara ses çıkartmayan tiplerin en büyük derdi yılbaşı kutlamaları. Arkadaşım yılbaşı nedir? Dini bayram mıdır?

Sorsan, hepsi din alimi. Ahkam kesiyorlar. Ancak öylesine cahil ve bilgisizler ki, noel ile yılbaşı arasındaki farktan haberleri dahi yok. İşin rezil tarafı, sağda solda pankart asıyor veya sokakta bildiri dağıtıyorlar. Ancak konu hakkında zerre bilgileri ve fikirleri yok. Din alimliği yapan sözde Müslümanların bilmediği şey, Hristiyanların bayramı olan Noel'in gerçek tarihi: 24 Aralık. Yılbaşı ile alakası yok.

Yılbaşı -31 Aralık- yüzyıllardır insanoğlunun kullandığı miladi takvimde yeni yılın başlangıcıdır. Miladi takvim yeryüzünde 1582 yılından beri kullanılıyor ve en hassas, en güvenilir takvimdir. Senede hata payı 10.8 saniyedir. Türkiye'nin miladi takvime geçişi 1926.  Hayatını tamamen miladi takvime göre yaşayanların (maaş, kira, düğün-dernek, tatil, bayram vb..) işine gelince hicri takvime dönmesi de muazzam. Tatlı su Müslümanları sizi.. 

Hoş, şaşırmamak lazım. Her yıl Ramazan ayı başladığında "sakız çiğnemek - diş fırçalamak - aşı olmak orucu bozar mı?" diye ısrarla aynı soruları soran milletiz. İnandığınızı iddia ettiğiniz din veya ümmeti olduğunuz peygamberin ısrarla belirttiği tek şey var; Hoşgörü, sevgi, saygı. Nefret veya düşmanlık, insanları ayrıştırmak yok. Bilesiniz.. 

Savaşların olmadığı, kadınların-çocukların tecavüze uğramadığı, düşmanlıkların son bulduğu bir yıl olması temennisiyle. Mutlu yıllar!

17 Aralık 2016 Cumartesi

Kınamayın, lanetlemeyin.. Çözüm bulun!

Geçen hafta İstanbul, bu hafta Kayseri. Türkiye'de artık her hafta bir yer patlıyor, birileri ölüyor. Açıklamalar hep aynı. Mesajlar aynı. Geçen hafta polisler, bu hafta askerler. Terörü lanetliyorsun, kaçamayacaklar vs diyorsun ancak ertesi hafta hop, ülkenin başka bir noktasında aynı şekilde gerçekleşen bir başka patlama. 2016 yılında 30'a yakın patlama olmuşken, Türkiye'de istihbaratı sağlayacak servisten bir kişi bile istifa etmedi. Bu nasıl iş? 

1 haftada +60 şehidimiz var. Lanetlemeyin, kınamayın şu saldırıları artık.. Cevap verin. Bir daha yaşanmasının önüne geçin. Engelleyin. Şehitler üzerinden siyaset yapmak huyum değildir ancak, bir ülke hep aynı acıları yaşayıp - aynı konuşmalar yapılıyorsa bırakalım bu işi. Yapmamız gereken daha başka şeyler var, daha kalıcı çözümler olması gerekiyor. Babasını kaybetmiş bir çocuğa veya evladını kaybetmiş gözü yaşlı anaya anlatın bakalım.. Davanızı, hakkınızı, istihbaratınızı, başkanlığınızı.

İntikamın sahibi olan ya Kahhar, ya Cebbar. Sana düşman olanlar senin aslanlarına alçakça saldırıyorlar. Aslanlarına intikamı nasib eyle.

13 Aralık 2016 Salı

Düşünce özgürlüğü mü, terör örgütü propagandası mı?

10 Aralık 2016, Cumartesi günü benim güzel ülkemin en güzel şehri olan İstanbul'un göbeği Beşiktaş'ta gerçekleşen kahpe saldırı sonrasında 44 vatandaşımız hayatını kaybetti. Nedendir bilinmez, biz artık ölüleri de "Polis, doktor, savcı, hakim, sivil" diye ayırmaya başladık. Ardında kalan tüm hikayeleri göz ardı ederek.. Oysa hepsinin farklı bir hikayesi vardı. Patlama olmasaydı eğer ertesi gün sevdiği kızı babasından isteyecek olan da vardı, eve döndüğünde 4 aylık hamile eşiyle çocuğunun hayallerini kuracak olan da.. Mesela, bu hayatta en çok Beşiktaş'ı seven Tunç vardı. Galibiyetten sonra "Gurur lan burası Beşiktaş!" diye bağıra bağıra marş söyleyerek evine gidecek olan. Arkadaşlarıyla şehir dışından İstanbul'u gezmeye gelen Berkay vardı sonra, doktor olma hayaliyle yaşayan. Kader miydi onları bizden ayıran, yoksa lanetler okuyarak cesedine tüküreceğimiz kahpeler miydi? Bilemedim.

3 Aralık 2016 Cumartesi

İtalya'da oturma izni: Permesso di soggiorno!

Avrupa'da yaşamak, çalışmak veya okumak hemen hemen herkese cazip gelen noktalardan birisi ancak bu iş o kadar kolay değil. Avrupa Birliği'ne üye olmayan ve hatta son günlerde ilişkilerin dondurulmasına yönelik tavsiye kararının çıktığı günlerde bu konu sıkça tartışılan, internette aranılan konuların başında geliyor. İşbu kapsamda, Avrupa'da bize en yakın kültür ve ülke her ne kadar Yunanistan olsa da, iş bulma ve ekonomik faktörler nedeniyle pek mantıklı bir tercih olmayacaktır. Akdeniz'in en güzel ülkelerinden İtalya, bu konuda biraz daha esnek. Çizme topraklarında "Permesso di soggiorno" adıyla bilinen oturma izni belgesi hakkında bilinmesi gerekenler aşağıdaki gibi..

9 Kasım 2016 Çarşamba

Bir daha çık gel Samsun'dan..

Saat 9.05’te sessizlikle bütünleşiyorsunuz, siren seslerinin inadına bağırmalarına rağmen. Yine de sessizsiniz. Lütfen bir 10 Kasım sabahı şöyle yüksek bir yere çıkın ve ayaklarınızın altındaki kenti bir gözleyin. Zamanın durduğuna tanıklık edeceksinizdir, evet, bu çok özel bir andır. O sabah okula giden küçüklere bakın, ellerinde rengarenk kasımpatları göreceksinizdir. Çiçeğin boyutu elleri kadardır, ufacık elleriyle hazinelerini kavrarlar, son derece ciddidirler. Ata’larına saygıyla ve sevgiyle tüm dünyanın zenginliklerini içeren armağanlarını verirler. 

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Bodrum'un hemen karşısı: Kos!

Bayram tatilinin 9 gün olması kuşkusuz insanların tatil programı, seyahat planları yapması için fazlasıyla tahrik ediyor. Türkiye'de bayram döneminde tatil yapmak inanılmaz masraflı olduğundan alternatifleri aramak elzem oluyor. Benim en büyük şansım ise, halamlarım Bodrum'da evlerinin olması ve Bodrum'un hemen karşısında (deniz yoluyla yaklaşık 30 dakika) Kos adasının olması oldu. Dokuz günlük bayram tatilini geçirmek için en ideal programlardan birisi tekneyle karşıya geçmek, daha ucuza ve daha insaflı fiyatlarla tatili geçirmek oldu.

29 Haziran 2016 Çarşamba

Benim güzel ülkem, güzel şehrim..

Dünyanın en güvenli havalimanı belki de.. İstanbul'un en kalabalık noktası. Gün operasyonunda yüzlerce uçak hareket ediyor, binlerce insan havalimanında yer alıyor. Sadece yer hizmetleri operasyonunda 200'ün üzerinde insan var. Görevlisi, güvenliği, memuru, kabin ve uçuş görevlileri blabla.. Saymakla bitmez! Ancak dün sayabileceğimiz birşey oldu. 3 canlı bomba, sivil halka saldırdı. Vücutlarında onlarca kilogram bomba düzeneği, ellerinde kalaşnikof silahlarla. 50 civarında vatandaşın öldüğü, 300'e yakın yaralının olduğu bir geceyi geride bıraktı İstanbul. 

17 Nisan 2016 Pazar

Eurocup baby!


Blogun geneline şöyle bir baktığımızda bugüne kadar sürekli seyahat notlarıyla ilgili yazılar yazdım ancak bugün biraz özel bir yazı olacak. Akreditasyon kartlarımın bulunduğu çekmeceyi açtığımda karşıma öyle akreditasyonlar çıkıyor ki; evladım gibi sevesim var hepsini.. 2012 IWBF Şampiyonlar Ligi'nden tutun, 2013 Avrupa Basketbol Şampiyonası'na dair davetiyeler veya 2020 Olimpiyatları medya operasyonlarından tutun, son üç sezondur Euroleague ve Euroleague Women, hatta TBF turnuvalarında internet sitesinden yayın yapan TBF TV'de spikerlik, yetinmeyip 2014-15 sezonunda TBL'nin resmi sitesi için editörlük vs..  Cuma gününden beri "Almanya'dan abim gelmiş!" modunda saçma bir gülümseme, bugüne kadar onlarca akreditasyonum olmasına rağmen görgüsüz gibi pankart yapasım var; Eurocup finallerine akredite oldum!

7 Şubat 2016 Pazar

Ici c'est Paris!

Her şehrin bambaşka bir hikayesi vardır ve Paris bu şehirlerin başında geliyor. Geride bıraktığımız son 3 yıl içerisinde kısa süre içerisinde fazlasıyla şehir gezdim ancak Roma dışında beni büyüleyen bir tek Atina vardı. Paris adını direkt olarak ilk 3'e yazdırdı, ki sanırım hayatım boyunca ilk 5'te yer alacak. Fransız kültürü, yüzyıllar süregelen tarihi, seyahatin tam ortasına denk gelen Bastille.. Paris çok ama çok başka! Kesinlikle bambaşka..

6 Şubat 2016 Cumartesi

3 farklı dil, yemyeşil başkent: Brüksel.

Eğer uzun sürecek ve çoklu bir seyahat gerçekleştirecekseniz, hareketli geçen bir kaç günün ardından dinlenebileceğiniz bir destinasyon seçmek fazlasıyla önem taşıyor. Aksi takdirde vücutta direnç kaybı, hava değişimi ve yorgunluğa bağlı hastalıkların baş göstermesi ve tatilinizin zehir olması büyük bir olasılık olarak karşınızda duruyor. Amsterdam'da geçen hareketli haftasonunun ardından Avrupa Birliği'nin başkenti kabul edilen ve Washington'dan sonra dünyanın en yeşil ikinci başkenti Brüksel bu enerjiyi toplamak için en ideal şehirdi. Amsterdam'dan arabayla yola koyulup, biraz dinlenerek - uyuyarak ve kahvaltı yaparak Brüksel'in yolunu tuttuk. İş nedeniyle Yasin'in geri dönmesi gerekiyordu ve bundan sonra seyahatin geri kalanı tek başıma olacaktı..

16 Ocak 2016 Cumartesi

Burada olan, burada kalır: Amsterdam!

Cuma, Cumartesi, Pazar.. Yeni bir şehir görme fikri her zaman heyecanlandırmıştır beni ve zaman geçirme amacıyla olsa bile minik bir destinasyon olan Eindhoven'dan ayrıldığımızda Avrupa'nın en özel, en eğlenceli şehri olan Amsterdam'a gitmenin verdiği bir haz vardı. Amsterdam'ı daha önce fetheden Yasin'in tecrübelerine ihtiyacım var. Hepsinden öte, kardeş. İlk uyarısı "Abi, birşey içmeyelim. Sonra hiçbirşey hatırlamıyoruz!" derken arabada gülüşmeler ister istemez oldu. Ancak ülkede herşey serbest olduğundan Red Light'a girdiğinizde kokudan - dumandan etkileniyorsunuz. Yazıya başlamadan hemen belirtelim. Bu şehrin bir kuralı var; Amsterdam'da olan, Amsterdam'da kalır!

Yol üzerinde, günübirlik durak: Eindhoven!

Almanya'da geçen yaklaşık bir haftanın ardından Berlin, Bonn ve Köln'ü tamamladıktan sonra adam kelimesinin lugattaki karşılığı olan Yasin ile birlikte Eindhoven aktarmalı olarak Amsterdam'ın yolunu tuttuk. Bir hafta sonu eğlencesi olarak Amsterdam'ı planlamıştık ancak araçla seyahat ettiğimizden dolayı istediğimiz yere gidebilme lüksüne sahiptik. Amsterdam'a öğlen gitmeden önce bir Eindhoven yapalım dedik, Hollandanın ülke genelinde bilim ve teknolojiye yaptığı yatırımların %50'sine ev sahipliği yapan, ülkenin 5.büyük şehri.. Hemen belirtmek gerek, günübirlik bir destinasyon.