26 Temmuz 2015 Pazar

Gölü donduran soğuk: Tiflis..

27-29 Aralık tarihleri arasında Batum'da olan birisi olarak zaman zaman sadece kapşonlu, zaman zaman sadece sweatwear ile dolaşıyordum. Karadeniz'de böylesine bir Akdeniz şehrini beklemiyordum doğrusu ancak Batum'dan ayrıldıktan sonra çantamda ne kadar kıyafet varsa üzerime giyeceğimi de bilmiyordum! Sahil şehri Batum'dan ayrılıp, dört tane dağın ortasına kurulan başkent Tiflis'e ulaştığımızda, beni güzel bir yılbaşı haftasının karşılayacağını anlamıştım. Samimi söylüyorum, başlığı yanlış anlamayın. Fotoğrafta gördüğünüz ve benim üzerinde bulunduğum yer Tiflis'te bulunan bir göl..

İlk durak: Batum..

2013 yılında okul bitmiş, Eylül ayında da ülkenin en büyük enerji şirketinde işe başlamıştım. Yoğun iş temposu sonrasında yılbaşı tatili için fazla masraflı olmayan, beni çok yormayacak ve vize&pasaport problemlerinden uzak duracağım bir ülke arayışlarına başlamıştım. Uçak biletleri, kalacak yer, kültür ve yolculuk süresi falan derken 4 günlük bir tatil işin doğrusu fazlasıyla iyi gelecekti ve Artvin'in arkasındaki komşu Gürcistan bu konuda güzel bir alternatif olarak karşımda duruyordu. Barış'ın rehberleri kısmında ilk durağımız, ajandamdaki notlara Aralık - 2013 tarihiyle kaydedilen Batum & Tiflis seyahati oldu. Dört günlük güzel, eğlenceli ve aynı zamanda yakın tarihe sahip bir kültür turuydu aslında.. Yalnız başına çıkılan ilk seyahat olma özelliğini de taşıyor!

19 Temmuz 2015 Pazar

Bir klasik: Schengen vizesi..

Milli duygular, vatan toprağını sevmek ve ona sahip çıkmak güzel şey. Ancak eğer seyahatinizi Avrupa'ya gerçekleştirmek istiyorsanız Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip olmak bazen pek sevimli olmayabiliyor. 15 yıllık devlet memuru veya bürokrat olarak yeşil pasaporta sahip değilseniz tabii.. Eğer yeşil varsa, zaten bu konuyu okumanıza gerek yok. Hatta çabuk terkedin burayı! =) Bu konu, kimine göre kırmızı kimine göre bordo olan hususi pasaport sahiplerini ilgilendiriyor. Avrupa'ya sehayat etmek istiyorsanız Schengen vizesi denilen arkadaşla tanışmanız gerekiyor! Adım adım, talep edilen belgeleri üç aşağı - beş yukarı şeklinde bir yazalım bakalım..

16 Temmuz 2015 Perşembe

Pasaportumun verdiği yetkiye dayanarak..

Uzun zamandır bir takım mecralarda yazıyordum, kendimce birşeyler karalıyordum. Ancak kişisel blog fikri hiç aklımda yoktu; ki son gerçekleştirdiğim Avrupa seyahatine kadar.. Gezgin değilim, seyahat blogu yazabilecek düzeyde bir gezgin olduğumu hiç düşünmüyordum. Bütün akademik eğitimini elektrik üzerine gerçekleştirmiş, 2 yıldır ülkenin en büyük elektrik şirketinde çalışan 23 yaşında bir vatandaşım en nihayetinde. Facebook ve Twitter'ı aktif olarak kullanırım, kendi notlarımı da oraya tutar veya üyesi/yöneticisi bulunduğum seyahat sayfalarında yazardım. Ancak orada bazı yazıları bulmak hem çok zaman alıyor, hem de 140 karakter bazen bir kuşun cıvıltısını dile getirmeye yetmiyor. En son kuzenim kendisine yazdığım Roma notları sonrasında "Blog açmalısın mutlaka.." diye tutturdu. Amsterdam notları yazdzığım arkadaşım da "Ajanda tutmalısın, evladına miras kalacak bir gerçek.." diye aklıma girdi. Şimdilik en güzeli dijital ajanda olarak buraya karalamak sanırım. En başta da söyledim, gezgin değilim. 20'li yaşlarda, harita üzerinde işaretleyebileceği 10-15 tane ülke gezmiş sıradan bir vatandaşım. Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun tüm zorluklarına rağmen (harç ve çıkışta vize&pul mevzusu..) kendimce geziyorum. Burayı da bir not defteri olarak kullanacağım gibi görünüyor. Bugünü bir kenara not alın, komik bir macera başlıyor. Haydi rastgele...